Manyak Juliet
Manyak Juliet’i okurken, hayatın anlamına dair hepimizin paylaştığı hatalı mantıkla yüzleşeceksiniz.Yazdıkları VICE, The Believer gibi mecralarda yayımlanan, aynı zamanda bir öykü yazarı ve şair de olan Juliet Escoria otobiyografik bir eser olarak da tanımlanabilecek Manyak Juliet’te, görünürde hiçbir problemi olmayan ama içten içe korkunç bir karanlıkta mahsur kalmış, orta sınıf bir ailenin on dört yaşındaki kızını anlatıyor. Juliet’in zihninde birtakım değişiklikler var. Her zamanki dostlarıyla anlaşamıyor artık, gittikçe esrar ve alkol hâkim oluyor hayatına. Bir yandan da sesler duyuyor, halüsinasyonlarla boğuşuyor. Ve bu dönüşüm onu intihara kadar sürüklüyor. Kimyası bozulmuş bir beyne sahip, psikiyatrların deneye yanıla tedavi etmeye çalıştığı bu genç kızın kendini kurtarması için seçeceği yollar ise dolambaçlı. Juliet, hiçbir şeyin siyah ve beyaz olmadığı, grinin hüküm sürdüğü dünyasında, umudu, belki de gitmekten en çok korktuğu yerde bulacak. Manyak Juliet tekinsiz yerlerde dolaşan, cinsel tacize, eğitime, aile ilişkilerine, Amerikan okullarında yaşanan silahlı saldırılara, ayrıcalıklara, bağımlılığa, ilişkilere, akıl rahatsızlıklarına dair söyleyeceği çok şeyi olan çarpıcı bir eser. Kendine acımayan, gülmeyi unutmayan bir ses anlatıyor bu hikâyeyi ve bazen konuşmayıp dinlemek de şifa olabiliyor insana.